Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16.08.08, 16:13   #9
yalcin
Üye
Avatar Yok
 
Üyelik tarihi: 16/8/2008
Üye Adı: yalcin
Memleket:gaziantep
Yaş: 62
Kan Grubu: A Rh (+)
En İyi Avı:
Mesajlar: 1
Referans:
yalcin will become famous soon enoughyalcin will become famous soon enough
Thumbs down Gıda Mühendisi İsmail Erbay’ın bize gönderdiği bir makalesinde de:

Gıda Mühendisi İsmail Erbay’ın bize gönderdiği bir makalesinde de

Kanser ve hızla çoğalan hastalık çeşitlerinin , hızla yok olan canlıların ve çevre felaketlerinin baş müsebbibi DETERJANLARDIR, yani sentetik temizlik mamulleridir.

“Sentetik temizlik ürünlerinin başlıcaları, Çamaşır ve Bulaşık deterjanları, Sıvı sabunlar ve Şampuanlardır. Sıvı sabunlar, bulaşık deterjanları ile şampuan hammaddelerinin orantıları değiştirilmiş halidir. Sabunun sıvılaştırılmışı değildir.

Bu temizlik mamullerinin içerisindeki kimyasallar insan vücudunda karbon yapımızı kırarak veya oksijeni tüketerek tamiri imkânsız hastalıklara yol açarlar. ‘’DETERJAN KADAR İNSAN SAĞLIĞINA ZARAR VEREN BİR MADDE YOKTUR’’

Sentetik temizlik ürünleri vücuduma dokunmasın gitsinler istiyorsanız yapılacak bir şey vardır:
1-Çamaşır makinesinde: Çamaşırlarınızı 8.000 kg ( 8 ton) su ile durulamanız gerekir.
2-Bulaşık makinesinde: Bulaşıklarınızı 6.000 kg (6 ton) su ile durulamanız gerekir.
3-Banyoda: Şampuan veya body jel kullanmışsanız 2.000 kg (2 ton veya 250 orta boy kova dolusu) su ile durulanmanız gerekir.

Küçük çocuğu olup ta boğaz enfeksiyonu geçirtmeden, bademcik problemsiz büyütebilen anne var mı? İnanın bu işin baş müsebbibi bulaşık deterjanlarıdır.
Rahim-meme ve prostat kanserinin, mide kanserinin en büyük tetikleyicisi deterjanlardır.

Bu mamulleri kullandığınız zaman bir diğer tesir ve etkisi ise çevre kirliliğidir. Bunların içerisindeki kimyasalların başlıca özellikleri bulundukları yerde oksijeni tüketmeleridir. Oksijensiz bir yerde ise hayat olmaz.

Nitekim 1978 yılında Marmara denizinde 126 balık çeşidi varken bu gün bu sayı 25 çeşide inmiştir. 2050 yılına kadar da denizlerdeki canlıların %98 inin yok olacağı tahmin edilmektedir.(Oxford başta olmak üzere amerikan üniversitelerinin açıkladıkları raporlardır.)

Zerrelerin hesabına dönecek olursak bu sentetik ürünleri kullanmanın da bir hesabı vardır. Kimin nereye ne kadar sıkıntı çektirdiği nelere sebebiyet olduğunun ‘’zerre mıskal hayrın-zerre mıskal şerrin’’ hesabının verileceği bir ahiret gününe doğru gidiyoruz.

Bizim kullanmamamız belki çok bir şeyi değiştirmeyecek ama bizim bu hesabı verenlerin içerisinde olmamamız gerekmektedir. Temizliğin tabii yollarla yapılması gerektiğini sevdiklerimize tanıdıklarımıza bildirmek bir VAZİFEDİR-GÖREVDİR.” Dedikten sonra, Sabun kullanımı ile ilgili şu bilgileri vermektedir:

TABİİ (DOĞAL) TEMİZLİK: SABUN

YAĞ + KOSTİK= SABUN
Bildiğiniz ve aklınıza gelen tüm yağların kostikle muamelesinden sabun elde edilir.

KOSTİK: Bir damlası insanın gözünü kör edebilir. 2 Damla kulaktan içeriye akıtılsa insanın beynini parçalamaya yeterlidir.
Ama sabun yapılırken yağın yağ özelliği kalmadığı gibi kostiğin de bu parçalayıcı özelliğinden eser kalmaz.

Kostik, Tuzruhu ve Çamaşır suyu aynı hammaddelerin ve tesislerin mamulleridir.
ELEKTRİK ENERJİSİ+ TUZ = KOSTİK + TUZRUHU + ÇAMAŞIR SUYU
Dünyadaki tüm ülkeler bu mamulleri elde etmek için aynı sistemi kullanırlar.(Klor-alkali tesisi).Kapalı bir tuzlu su havuzunda, arada yarı geçirken bir zar vardır, elektroliz uygulanmasıyla elde edilir. Su ve tuz iyonlarına ayrışır ve bu maddeler elde edilir.

Türkiye ve tüm dünyada zeytinyağlı sabunun en kaliteli sabun olduğu bilinir. Marketlerde ise birçok sabun ambalajının üzerinde ‘’%100 DOĞAL-Zeytinyağlı ‘’ ibaresi ve bir de zeytin dalı bulunur.
İstanbul Kasımpaşa’da bir zamanlar et sucuğu imalatı oldukça yaygınmış. Bu konunun üstatlarından birisi aşırı rekabetten bıkar ve bir tabela asar: %50 bıldırcın etinden et sucuğu diye. Bıldırcın eti en lezzetli et olduğu için sucuğu da mükemmel olacaktır. Herkes başına toplanır. Üstat bu işi nasıl yaptın diye. Cevap hazırdır: bir danaya bir bıldırcın, kullandım der.

İşte marketlerdeki sabun etiketi de budur. Normal sabunun içerisine katılan az biraz zeytinyağı o sabunun tamamının zeytinyağlı gibi anlaşılmasına yeterlidir. İlk başta da bahsettiğimiz gibi tüm sabunlar, hangi yağdan yapılırsa yapılsın, tabiidir, doğaldır.
Dış dünya ile irtibatımızı sağlayan en önemli elbisemizin, cildimizin temizliğinden bahsediyoruz. Çok hassas ve titiz davranmak zorundayız. Sadece %100 zeytinyağlı sabun kullanmakla beraber bu sabunda aranacak bir diğer özelliğin ise kesinlikle kimyasal veya sentetik bir dolgu veya katkı maddesi katılmamış bir sabun olması gerekmektedir. Basit bir misal verelim: Normalde bir koku açıkta bırakılsa uçar gider. Ama sabun veya şampuanlarda aylarca da kalsa koku gitmez. İşte kokunun uçmayıp kalmasını sağlayan özel kimyasal katkı maddeleri vardır. Bu kimyasal maddenin ise en kolay eriyeninin erime noktası 260 derecedir. Bu malzemeyi vücudunuzdan uzaklaştırmak isterseniz vücudunuza 260 derecelik birkaç yüz kg su dökmeniz icap eder. Ancak bu sayede bu kimyasalın zararlı etkilerini uzaklaştırmış olabilirsiniz. İnsan kemiği ise 230 derecede erir.

Piyasada görmüş olduğunuz rengârenk mis kokulu sabunların en az %85 i hayvansal iç yağından üretilmiştir. Bu yağın HINZIR (DOMUZ) dan elde edilmiş olabilmesi de ayrıca bir risktir. Bundan dolayı da %100 zeytinyağlı sabun kullanımı çok önemli bir değer daha kazanmaktadır.

ÇÖZÜM: Birçok kez deterjanlar zararlı denildi,yazıldı-çizildi.Ama yerine alternatif olarak neyin-nasıl kullanılacağından çok bahsedilmedi.

1-Her marka her çeşit sabunu rendeleyipte kullanabilirsiniz.(İçerisinde AKTİF-OKSİJENLİ yazan toz sabunlara dikkat edin ve almayın).Bize telefon acın nasıl kullanacağınızı anlatalım.

2- Gerek çamaşır gerekse bulaşık makineleri için www.saberkimya.com.tr adresinden de temin edebilirsiniz. Kapınıza kadar teslim gönderiyorlar.

Yani çaresiz-çözümsüz değilsiniz.

yalcin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla